Yürürlükteki hukukun ekoloji bilimi ve çevrenin korunmasına ilişkin etik kaygılarla birlikte geliştirilip geliştirilemeyeceği, ekolojik kamu düzeninin kabul edilip edilemeyeceği konusu giderek daha önemli hale gelmektedir ki çalışma konusu bu nedenle seçilmiştir.
Çevrenin korunması, doğrudan ve dolaylı olarak toplumun temel değerleriyle bağlantılıdır. Ekolojik dengenin, türlerin ve yaşam ortamlarının hayatta kalması için koruma zorunludur. Bu noktada çevre ile kamu düzeni arasındaki bağlantı ortaya çıkar. Etkili bir korumanın gerçekleşmesi için, çevre açısından tehlikeli faaliyetlerin yürütülmesine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi, bunlardan mutlak olarak yasak olanların belirlenmesi, mutlak olarak yasaklanacak düzeyde tehlikeli görünmeenler için faaliyetin tabi olacağı hukuki rejimin belirlenmesi ve bunun uygulanması, denetlenmesi, aykırılık halinde yaptırım Uygulanması gerekmektedir. Aslında bu noktada ekolojik kamu düzeninin, çevre korumaya yönelik işlevi somut olarak anlaşılmaktadır. Diğer yandan gelecekte yaşayacak olan nesiller için çevreyi koruma kaygısından yola çıkarak etkili hukuki araçların gelişmesine katkı sağlayacak önemli bir yapıdır. İdare hukuku açısından ekolojik kamu düzeninin ele alınacağı bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır.