Siyasi tarih, siyasi düşünce ve hukuk düşüncesine ilişkin çalışmalar ilginç biçimde Antik Yunan, Roma, Orta Çağ, Aydınlanma, modern devlet ve insan hakları şeklinde bir çizgide değerlendirilir. Bu kısa kitapta da öyle yapıldı ve bu yüzden oldukça eksik bir çalışma oldu. Çünkü bir yolu birçok şekilde tarif edebiliriz. Yoldaki ağaçlardan, evlerden, göletlerden ve sayısız birçok işaretle bir noktadan diğerine nasıl gidebileceğimizi betimleyebiliriz. Bir bakıma yaratılan bir hikâyeyi anlamlı bir bütün şeklinde kavramak işe yarar. Yol tarifinde olduğu gibi bu işe yararlık ne yazık ki beyaz erkek ırkın üstünlüğünün kabulünden hareket edildiğinde çok zengin bir manzara kaçırmayı beraberinde getirir. Örneğin yol üzerindeki karanlık tüneli (Orta Çağ karanlığını) hızlıca geçiştirip alternatif aydınlık yollardan (çok az bir nüfus oranıyla hukuki çoğulluk dahil birçok konuda başarılı olan İslam devletlerini esgeçtiğimizde) bahsetmediğimizde her şeyden öte objektifliğimizi kaybetmiş oluruz.