Türk Hukukunda Kamusal Ortaklıklar

Ortaklık kavramı esasında idare hukukuna yabancı, özellikle ticaret hukukuna özgü bir müessesedir. Sınai, ticari ve ekonomik alanlarda idarenin faaliyet yürütmesinin bir yansıması olarak, ortaklık kavramının idare hukukumuzda giderek artan bir yeri olmuştur. Kamuya ait ortaklık dendiğinde akla çoğu zaman ilk olarak kamu iktisadi teşebbüsleri gelmektedir. Ancak, hukukumuzda kamuya ait ortaklıklar bunlarla sınırlı değildir. Hukukumuzda ekonomik, sosyal ve politik saiklerle kamunun hakimiyetinde bulunan ortaklıklar kurulması anlayışı benimsenmiştir. Bu ortaklıklardan bir kısmı, bazı istisnalar dışında tümüyle özel hukuk tüzel kişisi statüsünde faaliyet yürütmektedir. Buna karşılık, kanunla veya özel hukuk hükümlerine göre kurulan bazı ortaklıklar, her ne kadar özel hukuk tüzel kişisi olarak addedilmekte ise de, mevzuatta ve içtihatta kendilerine tanınan ayrıcalıklı hukuki statü sebebiyle diğer özel hukuk kişisi ortaklıklardan ayrışmakta, bu çalışmanın başlığında da ifade edildiği üzere "kamusal" bir rejime az ya da çok tabi tutulmaktadır.

Çalışmamızda, söz konusu ortaklıklara öğretinin dikkatini çekmek, ortak potada birlikte incelenmesi oldukça güç olan bu ortaklıkların görünüm biçimlerini farklı kategorilerde sınıflandırmak, bunların atipik hukuki statüsünü ve klasik idare hukuku müesseseleri bağlamında taşıdıkları uyumsuzlukları yansıtmak, ortaya çıkan veya çıkması muhtemel hukuki sorunlara kendi perspektifimizden çözüm önerileri sunmak amaçlanmaktadır.