Şirketler topluluğu bünyesinde pek çok farklı çıkar grubu bir arada bulunmakta ve kimi zaman bu çıkar gruplarının menfaatleri birbiriyle çatışabilmektedir. TTK'nin şirketler topluluğuna ilişkin hükümleri, mehaz Alman hukukunda olduğu gibi, esas itibariyle bağlı şirketin menfaati ekseninde şekillenmiştir. 1985 yılında Fransız Temyiz Mahkemesi tarafından verilen Rozenblum kararı sonrasında Avrupa Birliği bünyesinde yapılan çalışmalarda topluluk menfaatini merkeze alan düzenlemeler yapılması gerektiği vurgulanmıştır. TTK'de topluluk menfaatine yalnızca tam hakimiyet hükümlerinde işaret edilmesi, buna karşılık kısmi hakimiyete ilişkin hükümlerde böyle bir göndermenin bulunmaması karşısında topluluk menfaati kavramının, gerek hakim şirketin bağlı şirkete yönelik müdahalesinde gerekse topluluk ilişkilerinden doğan sorumluluğun belirlenmesinde nasıl bir ölçüt oluşturacağı sorusu cevaplanmaya ihtiyaç duymaktadır.
Çalışmanın ilk bölümünde şirketler topluluğunun oluşumu ve yapısal özellikleri incelenmiştir. İkinci bölümde ise topluluk menfaatinin kavramsal tanımına, kavramın tarihsel gelişimine ve Avrupa Birliği bünyesinde yapılan düzenlemelerde nasıl dikkate alındığına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.
Çalışmanın son bölümünde, önce TTK'de hakimiyetin görünüm şekilleri ele alınmış; daha sonra topluluk menfaati kavramının, hakimiyetin kullanılmasında nasıl bir ölçüt oluşturacağına yönelik Alman hukukuyla mukayeseli bir değerlendirme yapılmıştır. Son olarak, topluluk menfaatinin, bağlı şirketin yöneticilerinin sorumluluğunun belirlenmesinde de bir ölçüt oluşturacağı düşüncesiyle; topluluk menfaatinin bu konudaki rolü incelenmiştir.