Hukukun hakim olduğu ceza muhakemesi sistemlerinde maddi gerçeğin kabul görebilmesi için yargılamanın adil bir süreç içerisinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Adil bir yargılanma için ise yargılama süreci içerisinde uyulması gereken hak ve ilkeler bulunmaktadır. Çelişmeli yargılama ilkesi de AİHM içtihatlarıyla kabul gören adil yargılanma ilkesinin unsurlarından birisidir.
Çelişmeli yargılama; tez, antitez ve sentez üçgeninin oluşturduğu diyalektik bir süreç içerisinde gerçekleşmektedir. Bu sürecin en etkin uygulandığı yer ise duruşma aşamasıdır. Nitekim duruşma aşamasında, iddia ve savunma makamları karşı karşıya gelmekte, ortaya konulan deliller ve görüşler neticesinde yargılama makamı kararını vermektedir. Bu nedenle iddia makamını temsilen Cumhuriyet savcısının, bazı istisnalar haricinde duruşmada yer alması zorunlu tutulmuştur. Bu bakımdan çalışma konumuz iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, çelişmeli yargılama ilkesi, duruşma ve duruşmanın mutlak süjelerinden olan Cumhuriyet savcısı hakkında inceleme yapılmıştır. İkinci bölümde ise çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda duruşmanın yürüyüşü ele alınmaktadır.