Bireyin, yargılamanın objesi olmaktan öteye geçemediği ve dolayısıyla sürece dahil olamadığı bir yargılamada, maddi gerçeğe ulaşılsa dahi, ne birey bakımından ne de toplum bakımından tatmin edici ve hukuki barışı sağlayacak nitelikte adil bir karar olmayacaktır. Bu nedenle bireyin hakkında yürütülen yargılamada izleyici pozisyonunda olmaması, ortaya koyduğu delillerle, yaptığı açıklamalarla muhakeme sürecinin sonunda verilecek karara katkıda bulunması gerekmektedir. Bu da ancak hukuki dinlenilme hakkının bireye sağlanmasıyla mümkün olacaktır.
Nitekim hukuki dinlenilme hakkı, bilgilendirilme hakkı, açıklamada bulunabilme hakkı ve açıklamaların dikkate alınması hakkı şeklindeki üç unsuruyla bireyin yargılamanın yalnızca konusu olmadığını, muhakeme sürecini ve sürecin sonunda verilecek kararı etkileme imkanı olan bir süje olduğunu ortaya koymaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)