Impeachment, başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerde yasama ve yürütme organları arasındaki dengeyi sağlayan anayasal denetim mekanizmalarından biridir. Tarihsel kökeni İngiltere'ye dayanan impeachment usulünün ilk örnekleri 14. yüzyılda görülmüştür. Amerika Birleşik Devletleri'nin bağımsızlığını elde etmesinden sonra anayasayı hazırlayanlar İngiltere'deki impeachment örneklerini yakından takip etmiş ve kendilerine özgü olarak uyarlamışlardır. ABD Anayasası'nda impeachment usulünün benimsenmesiyle başkan, başkan yardımcısı ve bütün sivil memurlar vatana ihanet, rüşvet ve diğer ağır suçlar ve hafif suçlardan dolayı suçlanması mümkün kılınmıştır. Impeachment, ABD Anayasası'nda çift aşamadan oluşan bir sistem olarak düzenlenmiştir.
Suçlandırma aşaması Temsilciler Meclisi'nde, yargılama aşaması ise Senato'da gerçekleşmektedir. Esas itibarıyla bir cezai sorumluluk mekanizması olan impeachment, ABD'de zaman zaman siyasi emellere dayalı başvurulan bir yöntem olmuştur. Impeachment mekanizması, başkanlık sistemiyle yönetilen Latin Amerika ülkelerinin anayasalarında da yer almaktadır. Bu çalışmada incelenen Brezilya, Meksika, Bolivya ve Venezuela anayasalarında impeachment işleyişi farklı şekillerde yer almıştır. Ancak bu ülkelerdeki demokrasi anlayışı yeterince oturmadığı için başkanlık sistemine özgü kavram ve kurumların tam anlamıyla işlevsel olmamasına yol açmıştır. Öyle ki, Latin Amerika coğrafyasında impeachment, çoğu zaman Başkanı istifaya zorlama aracı olarak kullanılmaktadır. Türkiye'de ise 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile birlikte Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu önemli ölçüde değişikliğe uğramıştır. 2017 Anayasa değişikliği öncesindeki Türk Anayasaları ele alındığında Cumhurbaşkanı cezai olarak yalnızca vatana ihanet suçundan sorumlu kılınmıştır. Vatana ihanet kavramına ilişkin mevzuatta herhangi bir tanıma yer verilmeyişi, hangi suçların vatana ihanetin kapsamına girdiğine dair uzun yıllar süren tartışmalar doğurmuştur. Nihayet Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen yeni sistemde, Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğunun kapsamı genişletilmiştir. Anayasa'nın 105. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı hakkında, herhangi bir suç işlediği iddiasıyla suçlandırma süreci başlatılabilecektir. Bu bağlamda Türk Anayasa Hukuku Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğunda Türkiye Büyük Millet Meclisi soruşturma aşamasını; Yüce Divan ise kovuşturma aşamasını oluşturmaktadır. Anayasa'da yapılan değişiklik sonrası Yüce Divan'ın görevine ilişkin bazı tartışmalar devam etmekte olup; çalışmada bu tartışmalara da değinilmiştir.