Çalışmamız, gün geçtikçe sayıları artan ve kapsamları genişleyen sürdürülebilirlik eksenli yasal düzenlemelerin, şirketlerin yönetim kurulu üyelerine özgülenen görev ve yükümlülüklerin de artmasına sebep olup olmadığını incelemektedir.
Bu bağlamda, sürdürülebilirlik kaygılarının şirketlerce dikkate alınması gerekip gerekmediğine dair kabul görmüş teoriler incelenmiş ve şirketlerin, herhangi bir yasal zorunluluk bulunmasa dahi sürdürülebilir olmayı önceliklendirdikleri tespit edilmiştir. Sürdürülebilirliğin yasal çerçevesini oluşturan iki temel AB düzenlemesi olan CSRD ve CSDDD ele alınmış ve bu düzenlemelerin, Türk şirketleri üzerindeki potansiyel etkileri değerlendirilmiştir. Yine bu düzenlemelerin mevcut Türk hukuku mevzuatındaki karşılıkları araştırılmıştır.
Son olarak Türk hukuku, sürdürülebilirlik perspektifinden analiz edilerek Türk hukukunda yönetim kurulu üyelerine yüklenen yükümlülüklerin sürdürülebilirlik kaygılarının gözetilmesini gerektirip gerektirmediği ve buna alan tanıyıp tanımadığı özellikle özen yükümlülüğü ekseninde detaylı bir şekilde tartışılmıştır.