Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen adi ortaklık sözleşmesinin akdedilmesi ile meydana gelen temel bir ortaklık olarak nitelendirilen kişisel güvene dayalı, tüzel kişiliği bulunmayan, esnek bir hukuki yapılanma olma özelliğine sahip adi ortaklığın, iradi sona ermesi ve sona ermenin hukuki sonuçları (fesih ve tasfiye) bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır.
Çalışmada, birinci bölümde "ortakların oybirliği ile alacakları karar ile sözleşmenin sona ermesi", "fesih bildirimi ile sona erme" ve "haklı nedenle açılan fesih davası neticesinde Mahkeme kararı ile sona erme" incelenmiş, ikinci bölümde ise sona ermenin hukuki sonuçları olarak "yönetim ve temsil yetkisinin sona ermesi", "adi ortaklığın tasfiyesi" ve "adi ortaklıktan kaynaklanan alacaklarda zamanaşımı" Borçlar Hukuku temelinde değerlendirilmiştir.
Bu çalışma ile sadece mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde değil, aynı zamanda konuya ilişkin Yargıtay kararları ve öğretideki farklı görüşler de dikkate alınarak kapsamlı bir değerlendirme yapılarak, adi ortaklık sözleşmesinin iradi sona erme süreci, tasfiye işlemleri ve tarafların hukuki sorumlulukları hem teoriye hem de uygulamaya yönelik çözüm önerileri ile birlikte sunulmaya çalışılmıştır.