Düşün Damlaları (Deneme Yazıları)

Düşünmek insan olabilmek demektir. Ancak alışkanlıklarımız ve dünya telaşı düşünmeye zaman ayırmamıza engel olabilmektedir. Çoğu kez bir işe başlayıp, hele bir yarışa girdiğimizde, nereye gideceğimize, nereye varacağımıza bakmadan kendimizi bir akıntı içinde buluveririz.

İşte insanın kendisini kaptırdığı bu tür akıntılar, düşünmeye, bağımsız kalmaya en büyük engellerdir. Kimi zaman bireyden öte toplum da düşünmeyi, akılcı davranışı bırakıp, akıntıya kapılabilmektedir. Bunun örnekleri insanlık tarihinde az değildir. Siyasal akımlara kapılanlar, spor ve parti fanatikleri, moda düşkünleri her zaman olagelmiştir. İşte bu tür aşırılıklardan korunabilmek, sağlıklı düşünebilmenin ilk koşuludur. Bir başka deyişle, Kur'an'ı Kerim'de Tekasür Suresinde vurgulandığı üzere, çokluğa düşkün olmak, çoğunluğa kapılmak yanıltıcıdır.

Hele çoğunluk bir akıntı içindeyken bağımsız düşünmek, bağımsız karar verip uygulamak hiç de kolay değildir. Bir başka deyişle düşünmek, düşünerek hareket etmek, çoğunluk böyle davranmadığında insanı farklı olmaya, yalnızlığa itebilir. Yalnızlık ise hücre cezası gibi insan için ağır bir cezaya katlanmaktır. Bu durumda birlikte yaşayarak, birlikteliğin sorunlarına katlanarak, özgür kalabilmeyi başarabilmek akılcı bir davranış olabilmektedir.

Diğer yandan, düşünmek tek başına yeterli olmaz. Onları biriktirmek ve sistematize etmek gerekir. Düşünceler birikim sağlandığında göl olur, deniz olur, dahası bilim olur. "Düşün Damlaları", çoğunluğun değerlerine saygı duymakla beraber onun yanlışlarını görebilmenin arayışı içindeki fikirlerden oluşmakta, düşün damlaları da uzunca bir süreç içerisinde biriktirilerek bir kitap haline getirilebilmiştir. Birikim dünyasına bir katkıda bulunulabildimse kendimi mutlu kabul edeceğim. (Önsöz’den)